“TRUMP–PUTİN SATRANÇ TAHTASINDA TÜRKİYE”
Değerli okurlar merhaba, Uluslararası ilişkiler bazen büyük satranç oyunlarına benzer. Taşları süren liderler vardır ama oyunun yankısı, hiç hesapta olmayan ülkelerin halklarının cebine kadar uzanır. Trump ile Putin’in her buluşması da böyle. İki lider masaya oturduğunda konuşulan başlıklar belki Ukrayna, belki Suriye, belki de enerji koridorlarıdır. Ama o masadan çıkan kararlar, dönüp dolaşıp Türkiye’nin pazar filesine, doğalgaz faturasına, döviz kuruna dokunur.
Şimdi gelin bu görüşmelerin ekonomimizdeki yansımalarına hep birlikte bir göz atalım;
Enerjiden başlayalım… Türkiye, hâlâ ciddi ölçüde Rusya’dan doğalgaz ve petrol ithal ediyor. Dolayısıyla ABD–Rusya ilişkilerindeki her gerilim, enerji fiyatlarını yukarı itiyor. Enerjideki bu artış, yalnızca devletin ithalat faturasını kabartmaz; marketteki ürünün fiyatına, kışın kombiyi açma süremize kadar yansıyor.
Ama mesele yalnızca enerji değil. Trump’ın bir tweet’i veya Putin’in bir çıkışı, küresel piyasalarda anında döviz dalgalanmasına yol açıyor. Türkiye gibi yüksek dış borcu olan, ithalatı büyük ölçüde dövize bağlı bir ülkede bu dalgalanma doğrudan etiketlere yansıyor. Yani ABD–Rusya satrancının taşları oynadığında, bizim cebimizdeki para değer kaybediyor.
Üstelik işin ticaret ve turizm boyutu da var. Eğer iki ülke arasındaki tansiyon düşerse, dünya ticareti biraz rahatlıyor, Türkiye’nin ihracatı nefes alıyor, Rus turistler daha çok geliyor. Ama tansiyon yükseldi mi, bir anda vizeler, ödeme sorunları, güvenlik endişeleri gündeme geliyor. Yani Ankara bu oyunda resmi taraf değil ama sonuçlardan en çok etkilenenlerden biri.
Bütün tabloya bakınca şu netleşiyor: Trump–Putin görüşmeleri aslında yalnızca iki liderin buluşması değil, küresel ekonominin nabzı. Ve ne yazık ki Türkiye, bu nabzı en sert hisseden ülkelerden biri. Çünkü biz o masada oturmuyoruz ama masanın hesabını ödüyoruz.
Hepinize umut dolu bir ülke ve mutlu yarınlar diliyorum.













