İNSANLIĞIN VİCDAN AYNASI GAZZE VE İSRAİL’İN HESAPLARI
Değerli okurlar merhaba, bugün insanlığın vicdan sınavı Gazze’yi kaleme almak istiyorum.
Gazze’de yaşananları sadece bir savaş, sadece bir insani dram olarak görmek eksik olur. Çünkü orada olup bitenler, aynı zamanda küresel stratejilerin ve ekonominin de merkezinde duruyor. Bir yandan gözümüzün önünde bir halk yaşama tutunmaya çalışıyor, diğer yandan büyük güçlerin çıkar hesapları sahneye konuluyor.
Düşünün… Gazze küçücük bir yer ama bulunduğu bölge, dünyanın enerji damarlarının geçtiği stratejik bir hat. Orta Doğu’daki her kriz petrol fiyatlarını, enerji güvenliğini ve ticaret yollarını etkiliyor. Gazze’deki çatışmaların ardından piyasaların dalgalandığını, petrolün birkaç gün içinde fırladığını defalarca gördük. Bu fiyat artışı, Amerika’dan Avrupa’ya, Türkiye’den Asya’ya kadar market raflarına ve mutfaklara yansıyor. Yani Gazze’de atılan her bomba, aslında soframıza kadar ulaşıyor.
İsrail’in uzun vadeli planlarını da göz ardı etmemek gerekiyor. Gazze’yi yaşanmaz hale getirip nüfusu göçe zorlamak, ekonomik olarak bölgeyi nefessiz bırakmak ve uluslararası kamuoyuna sürekli “tehdit” algısı sunmak… Tüm bunlar, İsrail’in hem güvenlik politikasını hem de bölgedeki jeopolitik denklemi şekillendirme çabası gibi görünüyor. Böylelikle hem bölgedeki enerji koridorları üzerinde söz sahibi olmayı, hem de dünya piyasalarındaki kırılganlığı kendi lehine kullanmayı hedeflediği yorumları yapılıyor.
Bu noktada küresel güçlerin sessizliği de dikkat çekici. Çünkü ekonomik çıkarlar, çoğu zaman insan hayatının önüne geçiyor. Enerji güvenliği, ticaret rotaları, yatırım dengeleri… Hepsi bir çocuğun gözyaşından daha değerli sayılıyor. İşte tam da bu yüzden Gazze’nin dramı uzadıkça, insanlık değerlerini kaybederken aynı zamanda küresel ekonominin de daha kırılgan hale geldiğini görüyoruz.
Unutmamak lazım: Gazze sadece bir insani kriz değil, aynı zamanda bir strateji sahası. Orada olup bitenler, hem dünya ekonomisinin nabzını hem de gelecekteki güç dengelerini doğrudan etkiliyor. Ve bu gerçeği görmezden gelmek, sadece Gazzelilerin değil, hepimizin geleceğini riske atmak anlamına geliyor.
O yüzden soruyu net sormalıyız: Daha fazla enerji, daha fazla güç, daha fazla çıkar için bir halkı yok saymaya gerçekten razı mıyız? Çünkü Gazze’de kaybolan her hayat, aslında insanlığın ve ekonominin ortak kaybı. Sözün özü, Gazze insanlığın vicdan sınavı ve aynasıdır.. Günün sonunda aynadan yansıyanlar hepimizin vicdan yansımasının ortalaması olacaktır.
Hepinize umut dolu bir ülke ve mutlu yarınlar diliyorum.













