FED’İN EYLÜL SÜRPRİZİ: PİYASALAR NE BEKLİYOR, NE BULACAK?
Değerli okurlar merhaba,Piyasalar bu eylül ayında iki büyük başlığa odaklanmış durumda.
Birincisi, her zamanki gibi ABD Merkez Bankası’nın (Fed) alacağı faiz kararı. Hani bizde bir laf vardır ya, “ABD’de Fed hapşırsa, biz burada nezle oluruz” diye. İşte tam öyle bir dönemden geçiyoruz.
İkincisi ise bize çok daha yakın: Kur Korumalı Mevduat’ın (KKM) sonlanması.
Fed’den başlayalım. Enflasyonun düşüşe geçmesi, işgücü piyasasının da yumuşamasıyla birlikte, eylülde bir faiz indirimi olasılığı masada. Piyasalar bunu şimdiden fiyatlıyor. Doların zayıflaması, borsaların canlanması, altının değer kazanması…
Dolar tarafında gevşeme ihtimali çok konuşuluyor. Doların güç kaybetmesi, bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için sermaye girişlerini hızlandırabilir. Türk lirası da bu rüzgârdan olumlu etkilenebilir.
Borsalar zaten beklentiyi önden satın aldı. Özellikle teknoloji hisseleri, ucuz finansman kokusunu uzaktan alıp şimdiden yükselişe geçti. Risk iştahı artarsa, bu dalga Avrupa ve Asya’ya da yayılacak.
Altın ve emtia ise kazançlı çıkabilir. Dolar zayıflarsa, altın yeniden güvenli liman parıltısını gösterecek. Petrol de küresel büyüme beklentilerinin seyrine göre hareket edecek.
Bu senaryoyu daha önce çok gördük. Ama asıl belirleyici olan Fed’in “sonrası” olacak: Tek seferlik mi indirilecek, yoksa yeni bir gevşeme döngüsü mü başlayacak?
Gelelim bize. Türkiye’de KKM uygulaması, aslında yüksek enflasyon ve kur baskısı döneminde bir can simidiydi. Döviz talebini frenledi, ama aynı zamanda bütçeye de ciddi yük bindirdi. Şimdi KKM’den çıkış sürecindeyiz. Bu, ekonominin artık daha piyasa mekanizmalarıyla yol alacağı bir döneme geçiş anlamına geliyor.
Bu noktada Fed’in faiz indirimi bize ekstra nefes olabilir. Çünkü dışarıdan sermaye girişinin arttığı, doların küresel olarak değer kaybettiği bir ortam, KKM sonrası geçişi daha yumuşak hale getirebilir. TCMB de böylece hem enflasyonla mücadeleye devam ederken, hem de kur istikrarını gözetmekte biraz daha rahat bir alan bulabilir.
Ama altını çizmek lazım: KKM’nin bitişi tek başına bir sihirli değnek değil. Fed’in indirimi de öyle. Eğer içeride sıkı para politikası kararlılıkla sürdürülmezse, mali disiplin sağlanmazsa ve yapısal reformlara gidilmezse, bu fırsatlar yine elimizden uçar.
Özetle: Eylül ayı hem dünyada hem Türkiye’de yeni bir sayfanın habercisi olabilir. Fed’in faiz indirimi küresel piyasalara moral verirken, KKM’nin bitişi Türkiye’de ekonominin daha sağlıklı bir zemine oturtulması için kritik bir eşik olacak. Ama unutmayalım: Fed rüzgârı arkamızdan estirebilir, fakat rotayı çizmek bize düşüyor.
Hepinize umut dolu bir ülke ve mutlu yarınlar diliyorum.













