"Vellezine hüm li emanetihim ve ahdihim râün"(1)
"Yine onlar ki emanetlerine ve ahitlerine riayet ederler.
İnsani ilişkilerimizin başında iletişim gelir. İletişimin ise çok boyutlu yönleri vardır. En basit ifadeyle duygu ve düşüncelerin, bilgi ve haberlerin yazılı yada sözlü anlatılması eylemidir iletişim. Görsel olabileceği gibi işitsel, metinselde olabilir.
Meclis kürsülerinden, ilim meclislerinden, çarşı pazardaki alışverişten, kahvehane sohbetlerinden tutun ibadetlerimize varana dek iletişim halindeyiz. Birey bireyle iletişim halinde olur da kendini yaratan rabbiyle iletişim halinde olmaz mı hiç?
Öğle ya; bizim kuran okumamız, vahyemuhatap olmamız, gizli gizli ya da açıktan dua etmemiz, namaz kılmamız, ettiğimiz yeminler verdiğimiz sözler, Allah ile aramızdaki iletişimin en güzel örnekleri değil midir?
'Abi bana güvenmiyor musun? Bizim sözümüz senettir' gibi ifadeler karşımızdaki kişinin bize inanması, bize itimat etmesi için söyleyegeldiğimiz sözlerdir.
Çek ve senette olduğu gibi banka, noter, nikâh işlemlerinde, tapu işlemlerinde, kısaca siyasetten ticarete, nikah akdiyle başlayan evliliklerden kazanç sağladığımız kuruluşlara varana dek hepsinin altında imzamız vardır.
İmza: Sahiplenmek demektir, doğabilecek riskleri kabullenmektir. İmza inanmak demektir, güven vermektir. İmza sorumluluk almak demektir. Yeri geldiğinde imza kefildir, vekildir, tasdiktir. Parmak misali herkesinki farklıdır.Ama herkes attığı imzadan mesuldür.
Kuranı kerimde en uzun ayet, tam bir sayfa müdeyane/borçlanma ayetidir. (İsteyen bakablir.Bakara suresi 282.ayet) Hz.Allah karzı hasen/güzel borçlanmayı caiz görmüş ancak alış verişte ticarette borçlanırken yazılmasını şahitler tutulmasını istemiştir. Bir bakıma verdiğimiz söze borçlarımız karşılığında attığımız imzalara sahip çıkmamız istenilmiş.
Bugün ticari hayatımızın her alanında bunu en güzel yerine getiren kurumlardan biri banka ve noterlerdir. Adeta her yükümlüyü imzasına sahip çıkmaya davet ederler.
Sevgili dostlar!
Bizlerde âlemi ervah/ruhlar âleminde rabbimize söz vermiş/imza atmışız. “Bela/Evet, Sen bizim rabbimizsin" diye.
Kelimeyi şahâdeti getirerek müslüman olmuş, imzaatmışız. Allah’tan başka ilah olmadığına ve Hz. Muhammed’in (s.a.v)O'nun kulu ve resulüolduğuna.
Her vakit Amentü duasını okuyup imza atıyoruz. " Amentü billahi ve melâiketihi ve kütübihi ve rusulihi vel yevmil ahir ve bil kaderi hayrihi ve şerrihi minallahi teâla vel ba sübadel mevt"diyerek.
Sahabeler ki Allah onlardan razı olsunİnanmak ve tasdik etmek adına "Sadakte ya Resulallah" demeleri bir imza değil de nedir?
Hz. Ebu Bekir'in (r.a) miraç hadisesini soranlara karşı verdiği cevap bir imza niteliğinde değil midir?
Hani o, vallahi Peygamber miraçta neyi gördüyse, neyi getirdiyse, neyi anlattıysa hepsine inanıyorum hatta daha fazlasına demişti. İşte imza bu! Mağarada olduğu gibi dostunun arkasında durmuş ve onu sahiplenmiş.
Namazda söz vermiş, imzaatmışız. “İyye kenabudü ve iyye kenesteın/Sadece sana kulluk eder, sadece senden yardım bekleriz" diye.
Şayet Nezirler/adaklar adadıysak yerine getirelim, imzamıza sahip çıkalım. felan işi yapacağım diye söz verdiysek inşeallah diyelim sözümüze imzamıza sahip çıkalım. Hâsılı dünya işlerinde olduğu gibi ahiret işlerinde de dürüst olalım hak sahiplerine hakkını verelim imanımızın gereğini her dem yerine getirerek bu imzanın bize ait olduğunu unutmayalım.
Unutmayalım ki mahşer gününde her kulun amel defteri açılacak."İkra kitabeke/kitabını oku denilecek. Nelerin altına imza attı isek bir bir sorulacak.
Gelin hep beraber imzamıza sahip çıkalım.
1. Mü'minun suresi 8.ayet
2. Bakara suresi 282.ayet