Aliya İzzetbegoviç, daha gençlik yıllarında disiplinli, çalışkan ve bilime önem veren bir genç idi. Bu kişilik Aliya'nın mütefekkir ve büyük devlet adamı olması yönünde etkili olmuştur. Aliya, gençlik yıllarında Batı klasiklerini, Doğu klasiklerini ve İslami kitapları okuyan, merkezine düşünce ve fikriyatı alan avukatlık mesleğini yürüten birisiydi.
Aliya İzzetbegoviç ‘in hayatı mücadelelerle doludur. İbni Haldun’un "Coğrafya kaderdir" dediği gibi Aliye de doğduğu topraklarda bu kaderi yaşayanlardandı. Aliya, Bosna-Hersekliydi. Bosna şehri Balkan ülkelerinden biriydi. Onun yetiştiği dönemde Balkanlar siyasi, etnik, dini farklı gruplardan oluşmaktaydı.
Bosna Hersek Osmanlı topraklarına Fatih Sultan Mehmet zamanında katılmıştı. Osmanlı Devleti birçok ulustan milletten oluşmuştu. Osmanlı tebasının içindeki Millet sisteminde hiç kimse ayrıcalıklı değildi. Her millet kendi dinini kendi dilini rahatlıkla yaşıyor rahatlıkla konuşabiliyordu.
Aliya Izzetbegoviç’i anlamak için 'Medine vesika namesi' diğer bir adıyla Medine sözleşmesini iyi anlamak gerek. Bu anlaşma Hz Peygamber (s.a.v) zamanında Müslümanlarla Yahudiler arasında olmuştu. Aliya da bu anlaşmayı örnek alarak Bosnahersekle Sırplar arasında böyle bir anlaşmanın mümkün olacağını düşünüyordu. Ülke topraklarında Boşnaklar, Sırplar ve Hırvatlar birlikte yaşıyordu. 90'lı yıllarda Sırplar, Hırvatlar Müslüman boşnakları hünharca öldürüp topraklarını ele geçirmek istemişti. Özellikle 1995 temmuzunda Srebrenitsa da yapılankatliamı unutmamak gerek. 10 bine yakın boşnak kadın çocuk yaşlı demeden öldürülmüştü. Çoğukasıtlı olarak kurşuna dizilmişti.
Aliya'nın ahlak anlayışıyla İstiklal Marşı şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un ahlak anlayışı örtüşüyordu. Aynı şekilde batıya mı dönelim Doğuyu mu örnek alalım? tezine karşı Aliya, üçüncü bir fikir olarak "İslam’ı öneriyordu".
Bilgi Lider Aliya, birçok kitap ta neşretmiştir. Bunlardan birkaçını zikredecek olursak Batı ve doğu arasında İslam, Tarihe tanıklığım, Özgürlüğe kaçışım, Zindandan notlar, Konuşmalar ve Köle olmayacağım.
Aliya inandığı değerleri canla başla savunmuştur. 90'lı yıllarda halkının umudu olmuştur. Adaletsizliğe, Zulme Faşizme haksızlığa karşı hep dik durmuştur.
Aliya, bir gün gençlere şöyle seslenmişti. "Sizler eğitime, düşünceye, üretime daha çok zaman ayırmalısınız".
Özetle Aliya'nın hayatını şekillendiren Adalet, merhamet, kardeşlik, eşitlik, eleştiri ve ahlak olmuştur. Aliya ilkeli bir devlet adamı olmuştur. Asimile edilmenin daima karşısında durmuştur ve asıl kaybetmenin "düşmana benzemek" olduğu tespitini yapmıştır.
Aliya'dan bugün halkına kalansa 1992'deki bağımsız bir Bosna-Hersek cumhuriyetidir.
Ruhu şad makamı âli olsun.(1925-2003)