ESNAF MI, BOKSÖR MÜ, DÜŞMAN MI?
Şehir hayatı güzelliklerinin yanında zorluklarla da dolu bir hayattır.
Medeniyetin, kültürün şehirlerde vücut bulup ilerlemenin şehir hayatındaki etkinlikler sonucu oluştuğu inkar edilemez bir gerçektir.
Her şehirde yaşayan insanlar hak, hukuk, adalet kurallara razı olup bu şartlara uyarak yaşama alışkanlığı kazanmamışlarsa şehir hayatı zorluklarının da yaşandığı bir hayat haline gelir.
Şehirde caddeler vardır, sokaklar vardır, araçlar geçsin diye kaldırımlar vardır, yayalar geçsin caddeden gidip araç sürücülerine zorluk çıkarmasın ki diye, belli yerlerde çok kutuları vardır çöpler, izmaritler atılsın diye.
Bir de esnaf kaldırımları işgal etmesin hatta sokak ve caddeleri ve çöplerini insanlara zarar verecek yerlere atmasın diye onları kontrol eden zabıta teşkilatı elemanlar vardır.
Zabıtanın görevi vazife sorumluluk ve yetkisi içinde kalarak esnaf, satıcı ve diğer görev alanındaki insanlara uyarıda bulunmak,kural bozanları kamunun zararına olacak durumları amirleri ile ya da emniyet birimleri ile paylaşarak ortadan kaldırmaktır diye biliyorum.
Geçenlerde şehrimizin Düvenönü meydanından geçen zabıta ile esnaf arasında bir kavgaya şahit olduk. Öncesini bilmiyorum ama benim gördüğüm iletişim işi yapan bir dükkandan çıkan esnaflar cadde kenarında nöbet tutar durumda bekleyen zabıta memurlarına kafa, yumruk, sopa ellerine ne geçti ise saldırıya geçtiler. Düşmana saldırıyor hırsı ile küfürler ederek yapılan saldırı dakikalarca sürdü. Ben de 112'yi arayıp güvenlik güçlerini olay mahaline davet ederek saldırının ve kavganın önlenmesine yardımcı olmaya çalıştım.
Merak ettiğim konu esnaf arkadaşlar nasıl bir hınçla bu saldırıyı hep birlikte ve hakaretler ederek yapıyorlar,bu cesareti nerden alıyorlar, kime güveniyorlar ve kendilerini ne zannediyorlar.
Bazende zabıta arkadaşlar yetki gereği ceza yazdıklarında esnaf tarafından amirlerine şikayet edildiklerini,amirlerinin de kural çiğneyen esnafın yanında yer alarak kendilerine sahip çıkılmadığını, kendilerinin de bu duruma çok üzülüp görev yapma iştah ve cesaretlerini kaybettiklerini ifade edip dert yanıyorlar.
Bunlar doğru serzenişler. Dükkanında olması gereken ürünleri kaldırıma,sokağa, caddeye taşan tezgahlar açarak satışa sunan bakkal, manav, kuruyemişçi, lokantacı esnafına neden gerekli kanunlar uygulanmaz, neden ona ceza yazan zabıtaya bu cezayı sen öde der amirleri anlamak mümkün değil.
Yayalar, ailesi ile arkadaşı ile kaldırımda yürüyemiyor, esnafı uyaran zabıta yumrukla, sopa ile kafa atarak dövülüyor ise eşkıyalar esnaf olarak şehre inmiş demektir. İnanın hiçbir insan bunlara göz yumsun diye belediyelerimize oy vermedi, göreve getirmedi. Yazıktır, günahtır. Yöneticilerimiz, esnafımız bir türlü kanunlara, kurallara razı medeni toplum olamıyoruz.