Geçen günlerde Kayseri Valiliğinin düzenlediği intihar olayları ve önleme konulu bir toplantıya davet edildim.
Programın başında Kayseri'de son yıllarda yaşanan intihar olayları ile ilgili emniyetten bir yetkili istatistikler içeren bir sunum yaptı daha sonra Erciyes Üniversitesi'nden konuyla ilgili bir öğretim üyemizin sunumunu izledik.
İki sunumda verimli ve doyurucu bilgiler içeren sunumlardı. Sunumlarda son yıllarda Kayseri'de meydana gelen intihar ve intihara teşebbüs olaylarının 18-25 ve 25-35 yaş aralığında insanlarda daha fazla görüldüğü, intihar eden ya da teşebbüs eden insanların önemli bir bölümünün işsiz ya da eşinden ayrılmış insanlardan olduğu aynı zamanda sosyalleşmemiş ve içe kapanık insanlar da intihar olaylarının daha fazla olduğu bilgilerini de öğrenmiş olduk.
Program sunumlarında verilen bilgiler arasında intihar teşebbüsünde erkeklerde ölüm oranının fazla, kadınlarda az olduğu bilgisini de edinmiş olduk.
Daha sonra programa davetli olarak katılan bürokratlar, belediye başkanları, öğretim üyeleri ve sivil toplum temsilcilerinin intihar olaylarının sebepleri ve intihar olaylarını önleme konusunda neler yapılabileceği konusunda görüşlerine başvuruldu.
Çok sayıda katılımcı bu önemli konu hakkında görüş bildirdi. İntiharların sebepleri ve önleyici tedbirler konusunda ortaya konan görüşleri özetlersek şu sonuçlar ortaya çıktı.
- İntihara teşebbüs eden insanların çoğunluğu sosyalleşmemiş, topluma açılmamış ve kendini değersiz hisseden insanlardan oluşuyor.
- İntihar eden ya da teşebbüs eden insanların çoğu dini hayat vesosyal hayattan uzak kalan, derdini anlatamayan ya da kendini dinleyeni olmayan insanlardan oluşuyor.
Buna karşılık
Gerek aile hayatında gerek okul hayatında ve toplum hayatında toplumla iç içe yaşayan, sanat, spor ve sosyal aktivitelere katılan insanlarda intihar olayları görülmüyor.
Din ve ibadetle ilgisi olan insanlarda, derdini anlatıp insanların derdine ortak olan insanlarda da intihar olaylarına rastlanmıyor.
Bu durumda aileler, okullar, sivil toplum kurumları, cami cemaatleri ve camilerin imamları olarak bizlere büyük görevler düşüyor. Nedir bu görevler dersek, o görev çevremizle ilgilenmek, çevremizdeki insanların dertlerini sorarak takip etmek, sorunlarına ortak olup çözüm üretmek ve onların hayata bağlanmalarını sağlayıp canlarına kıymalarına (İntihar etmelerine) engel olmaktır.
Peygamberimizin “Hepiniz çobansınız ve emriniz altındakilerden sorumlusunuz” sözü ne kadar da kıymetli değil mi.
Valilerimiz ilinden, okul müdürlerimiz okulundan, sivil toplum yöneticilerimiz üyelerinden, cami imamlarımız cemaatinden sorumluluğunun bilincinde olur ve onlardan habersiz kalmaz ise sanırım tüm insanlarımız kendini değerli hisseder ve intihar teşebbüsüne gerek duymaz.
Programı önem vererek düzenleyen ve özellikle sivil toplum kurumlarına üyelerini artırma ve onlara sahip çıkma tavsiyesinde bulunan Kayseri Valimiz Gökmen Çiçek'e çok teşekkür ediyorum.
Kıymetli bir atasözümüz vardı “Her aile evinin önünü süpürürse mahalle tertemiz olur. Hayat boşluk kabul etmez, insan başıboş bırakmaya gelmez.”Diye. Resmi sivil her grup üyesine, insanına değer veriryalnız bırakmaz onlara sahip çıkarsa inşallah intihar edenlerimiz de kalmayacaktır.
Selam ve dua ile