HEMŞERİM MEMLEKET NİRE?
Kayseriliye nerelisin diye sormuşlar "göbeğindenim" demiş. Şimdilerde her büyük şehir gibi Kayseri de gelişti, değişti. Artık eskisi gibi göbeğinde pek yerlisi kalmadı. Çoğu bizim gibi muhacir. Her biri Anadolu’nun bir yerinden gelme. Bir asır olmuş Kayseri'ye geleli. Bundan böyle bize "ensarlık yakışır".
Bir ara Hafız kardeşim Ahmet Aktar'a (Allah ondan razı olsun) nereli olduğunu sormuştum.
Palaslı olduğunu söylemişti.
Eşin, kızın, anan, baban, atan nereli?
Palas
Peki, buradan ( Evliyalar diyarı Karakaya'dan) sonra nerede görev yapmak isterdin?
Palas. Öyle de oldu.
Allah gecinden versin bir kabrin olsa nerde olmasını istersin?
Palas, Palas, Palas.
Önceleri Bünyan'a bağlı olan Palas şimdilerde Sarıoğlan'ın güzel bir mahallesi. Palas deyip geçmeyin. Epeyce büyük, nüfusça kalabalık bir belde.
Bu anekdotumu şunun için paylaşıyorum. insan doğası gereği doğup büyüdüğü topraklarda çalışmak ister. Bu bir vefa örneğidir. Tabi ki bu dezavantajlarıyla beraber bir çok avantajı da beraberinde getiriyor. Mesela; adres belli, mekan belli, insanlar tanıdıktır. En azından çevren geniştir, tanıyanın, hal hatır soranın, gönül alanın çoktur. Bağın bahçen vardır. Yeri geldiğinde eker biçersin. Kira ödeme derdin yoktur. Hısım akraban yanındadır. Kederlensen teselli edecek bir dostu bulabilirsin. Resmi kurumlarda çalışanların çoğu yerlidir. Bunun için yerli olan daima 1-0 öndedir. Lokmanın büyüğünü de onlar yer. Önde olan öncü olan örnek olan da onlardır. Ölse bile mezar yeri bellidir.
Aynı soruyu Ahmet hocam bana soruyor. Aziz'im sahi sen nerelisin?
Hikaye tam da burada başlıyor.
"Anadolu'luyum" diyorum.
Önce bir anlam veremiyor.
Nasıl yani? diye yeniden soruyor.
Şey hocam: Bizim dedeler Erzurum'dan gelme. Bize 93 muhaciri derler. Moskof zulmünden canını zor kurtaranlar devletin iskân politikası gereği İç Anadolu’ya göçmüşler. KısacaErzurum/Şenkaya/Oltu/Sarıkamış bölgesinden gelmişiz.
Tatmin olmasa gerek. Aziz hocam, doğma büyüme nerelisin, aslınız nereli?
Şey Hocam: Bizim köy 1967' li yıllara kadar Sarız'a bağlıymış. Dolayısıyla Kayseriliyiz. Ama....
Ama ne?
Bu tarihten sonra bizim köyü Göksun'a bağlamışlar. Yani Kahramanmaraş/Göksun nüfusuna kayıtlıyız. Köyümüzün adı Haydan. O da sonradan Doğankonak olmuş.
Ailen, akrabaların köyde mi oturuyor?
Hayır, bir asra yakın Kayseri’deyiz.
Eşin nereli, kaynanan,kayınbaban ?
Şey hocam: Bizim hanım ve ailesi aslen Şarkışla nüfusuna kayıtlı. Onlar da daha sonra Sivas/ Altınyayla'ya bağlanmış.
Ama...
Ama ne?
Eşimin ailesi de bir asra yakın Kayseri de ikamet ediyor.
Ahmet hocam yeni doğmuş çocuk gibi gözünü Palas da açmış, kalan ömrünü de Palas da tamamlayacağa benziyor. Benimse nereli olduğuma bir anlam veremiyor. Kısaca "Türkiyeliyim desene" dedi. Gülüştük...
Bekara nerelisin? diye sormuşlar. Evlenmedim demiş.
Sahi memleket dediğin yer neresiydi? Vatan-i asli,Vatan-ı ikamet, Vatanı sükna? Diğer bir ifadeyle doğduğun yer mi, doyduğun yer mi, evlendiğin yer mi?
Erzurum’dan hicret et, Maraş da doğ, Sivas’tan evlen, Kayseri'de çalış ve yaşa!
Bunu abartmıyorum. Yeni doğan neslin çoğu böyle bir kimlik bunalımı yaşıyor. Anne bir şehirden baba başka bir şehirden. Buna çalışma hayatı da eklenince doğan çocuk ata ocağından uzak, farklı bir şehrin hüviyetini taşımış oluyor. Buküreselleşmenin bir sonucu. Arıtk uzak yakın kalmadı, her yer köy gibi.
Gel zaman git zaman bizimde çocuklarımız oldu. Okulda öğretmenleri sorduğunda kimlik bunalımı yaşamasınlar diye Melikgazi nüfusuna kaydettirdim. Hakikaten hepsi Melikgazi de dünyaya gelmişti. Artık Oğlum-kızım lafı gevelemeden Kayserili olduklarını söyleyebilecekti. Gerçi Kayserili olmak zordur. Çünkü insan âdeta geldiği toprakların genlerini taşır. Kimliksizliğinde zor olduğunu bilirim. Kafalarda ikilem yaratır. Güzel bir kimlik ve kişilik ise her zaman kazandırır.
Eskiden nüfus cüzdanlarında doğum yerin yazardı.İlin,ilçen hatta köyün adına varana dek. Herkes gurur duyardı. Bir hemşerisini gören içi atar, hemen muhabbete başlardı. Yeni kimlik kartlarında ne din var ne memleket(!) Nüfus memuruna bunun sebebini soruyorum. "Kalktığı iyi oldu. Herkes hemşericilik yapıyordu" diye cevap veriyor.
Taktir vatandaşın.
Son bir not: Rahmetli Barış abinin (Manço) Hemşerim memleket nire? şarkısını dinlemenizi tavsiye ederim.