TRUMP'UN ÜRKEK TAVŞANLARI
Ürkek tavşan olmayanları tehtid, ya da övgü ve iltifatla susturuyor.
Onursuzluk ya da onursuzlığa mahkum olmak ne kadar iğrenç bir durumdur.
Koca koca devlet başkanları Trump'un karşısında lolitop çağı çocukları gibiydiler.
Mısır'da Gazze konusu görüşmesi; otuz beş ülkenin devlet başkanının bir araya gelmesi ile başladı.
Aslında uzun süre Trump'un şovu, övünmesi, esprisi, dalgası, küçük düşürücü laf sokmasıyla geçti.
Sanki tek kişilik tiyatro ya da doğum günü partisi gibiydi.
Belki de yapacak bir şeyleri olmayabilir şu anda.
Bu durumdan ders alıp özellikle Türkiye liderliğinde birleşmeleri gerekir.
Gözümüzde büyüttüğümüz koca koca liderlerin Trump'un oyuncağı olmaları bizleri de kahretti.
Ne de olsa ülkemizin Lideri'nin bu durumlara düşmesine gönlümüz razı olmazdı.
Sayın Erdoğan da duruş, oturuş ve tavır olarak diğer liderlerden farklılık gösterdi. Trump'un oyununa gelmedi. Teşekkür ederiz.
Ah Araplar, ah korkak para babaları, ah onurun zevkini alamayanlar, Trump'un karşısında kuyruk sıkıştıranlar! Yuh olsun ervahınıza!
Tamam, bir barış görüşmesi var görünüşte; ama katliamı yapan, Gazze'yi yerle bir eden İsrail'e tek bir kınama yok.
Maddi manevi tazminat gündeme getirilmedi. Trump , Araplar verecek inşa paralarını dedi.
Allah akıl fikir versin, Gazzeli'lerin yardımcısı olsun!
Buraya kadar olan bölümü dün yazmıştık. Gelişmelere göre bir konuya daha temas etme gereği hasıl oldu.
Elbette ki Sayın Erdoğan'ın Filistin ve Suriye meselesini gündemde tutması, muhataplara duyurması taktire şayandır.
Mısır'daki toplantıya Netanyahu'nun gelmesini engellemesi, dört garantör ülkeden biri olması, imza sahibi olması elbetteki hepimizi sevindirdi.
Bu arada Trump'un sürekli olarak Erdoğan'ı övmesi; hamasetle hareket edenler ve bu iltifatı bir başarı olarak görüp kutlama yapanların aksine; bizler ne gerçekçi ne de inandırıcı buluyoruz!
Mısır'a gelmeden önce, İsrail parlemontosunda Altmış beş dakikada Netanyahu'yu öven, katliamları zafer gibi gösteren Oydu.
Darbeci Sisi'ye ve Katar Emirine de sınırsız övgü ve iltifatlar yağdırdı.
Adamına göre iltifatı iyi biliyor ve yapıyor.
Tamamen hamaset üzerine hareket eden, bu iltifatları yüksek başarı gören; en ufak bir eleştiriye tahammül edemeyen; hatta haklı eleştiri yapanları " kanı bozuklar" diye suçlayan cahil cühela kesimi de mide bulandırıyor.
Ülkesi lehine olan bir işe sevinmeyen, hasetlik edenin kanı bozuktur.
Yanlışları gizleyenler, hakikatini ortaya koymayanlar da aynıdır.
Sonra, güçlü, meşru, haktan ve adaletten yana icraatlarınız varsa; eleştirilmekten niye korkuyor, gocunuyorsunuz?
Muhalefete tahammül etmek durumundasınız. Hatta kasıtlı eleştiri olsa bile, gerçeğini kamuoyuna açıklayacaksınız, suçlamaları boşa çıkaracaksınız.
Eğer sayın Erdoğan'in ABD ziyareti ile ilgili Trump'un ithamlarına bir kaç itiraz eden olmayacaksa; özür dileriz, bizden başka herkes haklı ve hakikati görüyor diyeceğiz.
Taktirlik davranışlar varsa, teşekkür edelim, dua edelim, yanlışlar varsa hatırlatalım düzeltme yoluna gidelim. Çünkü her iki durumda da ülkemiz ve çocuklarımız etkilenecek.
Ne yazık ki hamasetten haz alan, ufku ve bakış açıları dar, inatçı, katı teslimiyetçiler var oldukça vay ülkemizin ve ümmetin hâline!













